Haber

PORTRE Edebiyatın kararlı kalemi: Peyami Safa

“Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, “Fatih Harbiye”, “Cingöz Recai”, “Mahşer” ve “Canan” gibi Türk edebiyatına çok değerli eserler kazandıran romancı, gazeteci ve fikir adamı Peyami Safa, 62. yılında anılıyor. onun ölümü

“Okumayı mı yoksa yazmayı mı tercih edersin?” “Vallahi bu mesleğini çok seven açgözlü bir aşçı, ‘Yemek yapmayı mı yoksa yemek yapmayı mı daha çok seversin?’ Kulağa bir soru gibi geliyor. Sanırım kötü bir makale okumaktansa iyi bir makale okumayı tercih ederim.” Cevabını veren yazar, Servet-i Fünun devri şairlerinden İsmail Safa ile Server Bedia Hanım’ın çocuğu olarak 2 Nisan 1899’da dünyaya gelmiştir.

Peyami Safa adlı şair Tevfik Fikret. Birçok kaynağa göre usta kalem İstanbul Gedikpaşa’da, bazı kaynaklara göre ise Osmanlı bürokratı olarak Anadolu’da çalışan babasının görevi nedeniyle Sivas’ta doğmuştur.

Tarihçi İsmail Hami Danişmend’e göre baba soyu Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin’e kadar uzanan Safa, henüz 1,5 yaşındayken babasını kaybetmiştir.

Okumayı ve yazmayı çok seven Safa, 9 yaşında geçirdiği kemik hastalığı ve yaşadıkları maddi sıkıntılar nedeniyle düzenli eğitim alamamıştı. Yazar, 1910 yılında başladığı Vefa İdadisi’ne de aynı nedenlerle devam edememiştir.

Le Petit Larousse’u ezberleyerek Fransızca öğrendi

Küçük yaşta, babasının bir arkadaşının kendisine sunduğu ve ilk kez 1905’te yayınlanan Le Petit Larousse’u ezberleyerek Fransızca öğrendi.

Tıp, psikoloji ve ideoloji kitaplarıyla ilgilenen yazar, ailesinin geçimini sağlamak için 1915 yılında Posta ve Telgraf Nezareti’nde çalışmaya başladı.

1917 yılında Defter-i İttihad Mektebi’nde öğretmenlik yapan Peyami Safa, 1918 yılında Duyun-ı Umumiye’de memur olarak göreve başladı.

Babası gibi şair olan amcaları Ahmed Vefa ve Ali Kami’nin teşvikiyle edebiyata yönelen Safa, çıkardığı “Yirminci Yüzyıl” gazetesinde “Asrın Hikâyeleri” yazılarıyla tanınmaya başladı. ağabeyi İlhami Safa ile birlikte yayınladı.

Başarılı edebiyatçı, 1924 yılında 10 kitaplık bir seri olarak yayınladığı Cingöz Recai’ye olan ilgi nedeniyle 1925 yılında seriye 10 kitap daha ekledi.

1924-1928’de hayatta kalmak için kalemini “sürmek” için kullandığı için eleştirilen yazar, 1914’ten 1961’e kadar annesinden esinlenerek kullandığı “Server Bedi” imzasıyla 61 roman yazmıştır.

“Dokuzuncu Yabancı Koğuş” mesleğinde bir dönüm noktası oldu

“Server Bedi” ve “Peyami Safa” imzalı Safa, 1928-1940 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde edebiyat sayfası editörlüğü ve köşe yazarlığı yaptı.

Yazarın 1930 yılında kaleme aldığı, kendi hayatından izler taşıyan “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” adlı eseri mesleğinin dönüm noktası oldu. 7 yıllık çocukluğunu, hastalıklı kolunun kesilme telaşını ve uzun süren tedaviyi unutmayan Safa, romanında örneğin ayakları ağrıyan bir karakteri canlandırmıştır.

Peyami Safa, hikayesini anlatmak için kendisini ziyarete gelen amatör yazar Nebahat Hanım ile 1937 yılında evlendi. Evlendikten kısa bir süre sonra rahatsızlanan Nebahat Safa, tedaviye rağmen yatalak kaldı.

Af yasasıyla Türkiye’ye dönen ve Cumhuriyet gazetesi edebiyat sayfasını yönettiği günlerde tutuklanan Nazım Hikmet’in affını sağlamak için usta edebiyatçı, şairin “Yanardağ” şiirini yayımladı. Ertesi gün Safa, şiirin ve altındaki imzanın kendi görüşleriyle hiçbir ilgisi olmadığını açıklayan gazeteden ayrıldı ve yine Nazım Hikmet’in yazdığı Fotoğraflı Ay dergisinde yazılarını yayınlamaya başladı.

Safa, “Yeni Mecmua”, “Büyük Doğu”, “Vakit”, Milliyet, “Son Havadis” ve “Çınaraltı” yazılarının yanı sıra çeşitli fikir akımlarını benimseyerek edebî ve fikir yazıları da yazmıştır. Tasvir-i Efkar, Son Telgraf, Son Saat ve Son Posta gazetelerinde çalıştı. Romanlarını gazete ve dergilerde diziler halinde yayımladı.

Necip Fazıl ve Nazım Hikmet ile arkadaş oldu.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Haşim, Nurullah Ataç, Muhsin Ertuğrul, Aziz Nesin, Orhan Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaç ile aynı dizide rol alan Safa, Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet ile arkadaş oldu. yayınlar.

Safa, zaman zaman Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Yakup Kadri, Cenap Şehabettin, Nazım Hikmet, Nurullah Ataç, Sabiha Sertel, Aziz Nesin ve Zekeriya Sertel ile ağız dalaşına girmekten çekinmezken, çıkardığı “Kültür Haftası” dergilerinde ideoloji ” ve “Türk Düşüncesi” bilim ve sanatın yanı sıra çeşitli konuları da bünyesinde barındırmıştır.

“Kaygı-dinleme köşesi”ni okuyucularına tanıtan yazar, haftalık “Yeni Hayat” dergisinde “Aramız” adlı köşesinde “Adem Baba” adıyla gelen mektupları yanıtladı.

1914-1961 yıllarında Peyami Safa, gerçek isminin yanı sıra Server Bedi, Çömez, Serazad, Safiye Peyman ve Bedia Servet isimlerini de kullanmıştır.

Erzincan’da yedek subay olarak görev yapan oğlu Merve’nin 27 Şubat 1961’de kaybedilmesinin ardından büyük acılar yaşayan usta yazar, Çiftehavuzlar’da bir akrabasının evinde beyin kanaması geçirerek 15 Haziran’da vefat etti. 1961, oğlunun ölümünden yaklaşık 4 ay sonra.

Safa’nın naaşı, 17 Haziran 1961’de Şişli Camii’nde kılınan namazın ardından Edirnekapı Şehitliği’nde eşi ve oğlunun yanına defnedildi.

Tıp bilgisini romanlarında kullandı.

Hayatının değerli bir bölümünü hastane köşelerinde geçiren yazar, birçok hekimi aşan bilgi, birikim ve tecrübesini romanlarında kullanmıştır.

Hayatını “yaratıcı sefalet” olarak tanımlayan Safa, “Yoksulluk ve hastalık gençleştiricidir. Korkutur ve iradeyi harekete geçirir. Uyuyan enerjileri uyandırır. Başarı için umut kadar korku da önemlidir. Hiçbir okul veya kitap insana yoksulluğun ne olduğunu öğretmez.” ve insanlık öğretir. yapamaz.” sözlerini kullandı.

Niyet ve eserleriyle Türk edebiyatına ve tarihine ayna tutan yazar, içinde yaşadığı toplumun meselelerini bilen düzgün bir gözlemci olarak eserlerindeki her türlü değişiklik ve aksaklıkları ele almıştır. Usta yazar toplumu bilinçlendirmeye çalışmıştır. eserlerinde yarattığı kahramanlar aracılığıyla. Romanlarında hep ikilemde kalan karakterlere yer vermiştir.

Unutulmaz edebiyatçı, eserlerinde doğu-batı sentezini, ahlaki ayrışmanın eleştirisini ve gençliğin üzerindeki toplumsal baskıyı işlemiştir.

Bazı eserleri televizyon dizisine uyarlanmıştır.

Ölümünden sonra çeşitli yayın organlarında yayınlanan yazıları kitap olarak yayımlandı ve Ötüken Yayınları’nın “Tüm Eserler” serisi ile okurla buluştu.

Cingöz Recai dizisi olarak bilinen Safa’nın aşk ve cinayet romanları 1954, 1969 ve 2017 yıllarında gösterime girdi ve bazı eserleri televizyon dizisine uyarlanarak seyirciyle buluştu.

Eserlerinden bazıları şunlardır:

Hikayeler: “Gençlerimiz”, “Siyah Beyaz Hikayeler”, “Ateşböcekleri”, “İstanbul Hikayeleri”, “Hikayeler”

Oynat: “Güneş Doğuyor”

Romanları: “Sözde Kızlar”, “Yıldırım”, “Mahşer”, “Akşamdı”, “Canan”, “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, “Fatih Harbiye”, “Bir Tereddüt Romanı”, “Matmazel Noraliya’nın Romanları” Başkan”, “Yalnızız”, “Biz Halkız”, “Cumba’dan Rumba’ya”

Fikir Kitapları: “Türk İnkılâbına Bakışlar”, “Felsefi Bunalım”, “Millet ve İnsan”, “Mahutlar”, “Sosyalizm”, “Tasavvuf”, “Doğu-Batı Sentezi”, “Kızıl Çocuğa Mektuplar”, “Büyük Avrupa Araştırması”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu